Doğada özgür yaşayan kurtların düzenli bir beslenme programları yoktur. Bazı dönemlerde her gün yemek yiyebildikleri gibi, 4-5 gün aç kaldıkları zamanlar da olabilir. Özellikle avın bol olduğu ilkbahar ve yaz aylarında avlarının tamamını tüketemedikleri dönemler olmaktadır. Kurtların diyetlerinin büyük bir kısmını et oluşturur, ancak kurtların hiçbir öğünü onlar için tam ve dengeli bir içeriğe sahip değildir. Esas besin kaynakları avlarının etleri ve kemikleridir. Kurtlar için hayvanların karaciğer ve kalpleri, depolanabilen A-D-E-K vitaminleri başta olmak üzere, önemli besin kaynaklarıdır. Kış aylarında toprağın altındaki donmuş karkasları bulup çıkarırlar. Bulabildiklerinde çiğ yumurtaya bayılırlar. Çok aç kaldıklarında leş yiyebilirler. Tüm bunların dışında böcek, ağaç kabuğu, toprak ve yakalayabildiklerinde kuş-kemikleri ve tüyleriyle berabe- kurtların menülerinde yer alan diğer atıştırmalıklardır. Yedikleri her şey çiğdir ve hiçbir işlemden geçirilmemiş, katkı maddeleri eklenmemiş besinlerdir. Kurtlar sebze de yerler. Otobur hayvanların (herbivorlar) temel gıdalarını oluşturan bitkilerden etobur hayvanlar faydalanamazlar, ancak sindirim sistemlerinin iyi çalışabilmesi için bu besinlere ihtiyaçları vardır. Kurtlar bu ihtiyaçlarını avlarının bağırsaklarından karşılarlar. Avlarının yedikleri sebzeler tamamen çiğ, parçalanmış ve kısmen sindirilmiştir. Bu hayvanların dışkıları da kurtlar için iyi birer lif kaynağıdır. Kurtlar neredeyse hiç tahıl tüketmezler. Pişmiş tahıl ürünlerine ulaşmaları mümkün değildir. Avlarının midelerini ve bağırsaklarını yediklerinde çok az miktarda tahıl parçalarını da alırlar ama bunlar çok genç ve taze olduklarından besinsel değerleri yoktur. Ticari mamalarla beslenen modern köpekler ise hayatlarının tamamını tahıllı mamaları tüketerek geçirirler. Kurtların ve köpeklerin beslenmelerindeki farklılıkların sağlıklarını nasıl etkileyeceğini karşılaştırarak açıklayalım:
Köpekler insanlar tarafından evcilleştirilmiş olmalarına rağmen sindirim sistemleri hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Bitkilerle beslenen hayvanlarda (herbivorlar) olduğu gibi selülozu ve diğer bitkisel yapıları fermente ederek parçalayan işkembe tarzı bir organa sahip değillerdir. Tavşanlar ve domuzlar gibi pankreaslarından selülozu parçalayarak şekere çevirebilen selülaz enzimi salgılayamazlar. Ayrıca ne köpekler ne de kediler bitkisel gıdalardaki yüksek kaliteli proteinleri sindirip onları kendi vücutlarına asimile edemezler. Kullanılan diyetler, etobur hayvanlar için özellikle dengeli protein içermelidir çünkü organizmanın diğer temel ihtiyaçları yağ ve karbonhidratlar vücutta depolanıp gerektiğinde kullanılabiliyorken, proteinler depolanamaz ve fazlası atılır. Bu atılım özellikle böbrekler üzerinden sağlandığından dolayı ilerleyen yaşlarda organların daha çabuk yaşlanmasına neden olur. Ayrıca vücudun ihtiyacı olan proteinlerin yetersiz alınmasına bağlı sorunlar diğer ticari ürünlerden karşılanmak zorundadır. Kurtlar biyolojilerine uygun olarak etin içindeki glikojeni şekere çevirerek enerji üretirler. Ticari mamalarla beslenen evcil köpekler ise enerji ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü bu mamaların içindeki tahıllardaki pişmiş nişastayı parçalayarak karşılarlar. Bunun sonucunda kan ve şeker seviyelerinde ani yükseliş ve düşüşler çok sık görülür. Bu durum bazı hastalıklara yol açabilir ve başta obezite olmak üzere birçok beslenmeye bağlı problemle de karşı karşıya kalabilirler.
Veteriner Hekim Barış Kasımoğlu